Tango Nedir? – Tango Hangi Kültüre Ait?
Tango, bir kadın ve bir erkeğin uyum içindeki hareketlerinden meydana gelen, partner ile yapılabilecek en güzel danslardan biridir. Tangonun hikayesi ilk olarak müziğinin 1865 ile 1880 yılları arasında tanınmasıyla başlamış, sonraki yıllarda giderek bir gelenek haline gelmiştir. Tango dansı içinde hırçınlığı, romantizmi, aşkı ve melankoliyi barındırmasıyla kalp kırıklıklarının beden ile sahneye yansıtıldığı bir dans türüdür.
Uruguay kökenli müzik ve dans türü olan Tango, en çok merak edilen danslardan biridir. Her zaman tutku dolu, çekici ve cazibeli dansların başında gelen dans, özellikle estetiği ile seyredenleri büyülüyor. Tango dansı dünyayı etkisi altına almış bir dans türü olsa da kelime anlamının dilbiliminde kesin bir kökeni bulunmuyor. Tango kelimesinin Afrika’nın tamtamları tarafından çıkarılan “tan-go” ya da Latince anlamı dokumak olan “tangere” kelimesinden türediği varsayılmaktadır.
TANGO DANSI NASIL ORTAYA ÇIKTI? – TANGONUN TARİHÇESİ
Tango dansı cazibesi ve estetiğiyle dans dünyasının en güzel danslarından biri olsa da Tango ortaya çıkışı işçi sınıfının göç eden kesimine dayanmaktadır. Tango dansı nedir? Tango nasıl ortaya çıkmış? Merak ediyorsanız işte Tango’nun tüm dünyaya yayılma serüveni ve Tangonun hikayesi…
Tangonun tarihçesi uzun bir geçmişe dayanmaktadır. 1800’lü yıllarda Fransa’dan, İtalya’dan, Macaristan’dan, İspanya’dan ve Portekiz’den; Güney Amerika’ya göç eden birçok umut dolu işçi, Güney Amerika’da aradığını bulamamıştır. Ekonomik ve sosyal sorunlar zamanla büyük hayal kırıklıklarına dönüşmüş ve dünyanın dört bir yanından göç eden işçiler kendi kültürlerini, yaşadıkları hayal kırıklıklarını ve geleceğe karşı içlerinde olan umudu harmanlayarak Tango müziğini dünyaya kazandırmışlardır.
Günümüzde dans şovlarının olmazsa olmazı Tango dansı aslen Buenos Aries’de alt sınıf olarak yaşamını sürdüren, fakir ve hiçbir temel hakkı gözetilmeyen işçi sınıfına mensup insanlar tarafından ortaya çıkarılmıştır. 1865 ve 1880 yılları arasında ortya çıkan Tango müziği, dolayısıyla bu insanların yaşamlarındaki hırçınlık, asilik, küstahlık gibi keskin duyguları ve ailelerini, sevdiklerini arkada bırakarak yeni bir hayat yaşamak zorunda olan göçmenlerin kalp kırıklıkları ve yıkılan hayallerin belirgin bir melankolisini barındırır.
20. Yüzyıl ve Tangonun Dünyaya Yayılması
Arjantin Tangosunun gelişiminden sonra Tango giderek hakim dans halini almıştır. 20. Yüzyılın başlarında gemiler aracılığıyla Avrupa’ya yayılan Tango’nun Arjantin stili, Avrupa’da hoş karşılanmamıştır. Avrupalılar Tango’yu modernleştirme çalışmalarına girişmiş ve Tango’yu sadeleştirmişlerdir. Böylece Tangonun hikayesi bir tür ile daha anılmaya başlar: Avrupa stili Tango… Özellikle Paris halkının Tango dansına olan ilgisi ve Tango nasıl yapılır merak etmeleri üzerine dans giderek yayılmış ve sosyete kesiminin ilgisini çekmiştir. Paris başta olmak üzere Londra, Berlin ve geri kalan ülkelerin başkentlerine de yayılmış; 1913 yılında New York ve Finlandiya da Tango fırtınasına katılmıştır. İlk defa 1917 yılında Carlos Gardel, üzerine bir smokin geçirerek argo ve erotik sözlerden uzak bir şekilde Tango söylemiştir. Bu durum üst tabaka adı verilen kesimin de Tango’yu sahiplendiğinin bir kanıtı olarak Tangonun tarihçesi içinde yerini almıştır.
İkinci dünya savaşı sırasında popülaritesinin zirvesini yaşayan Tango politik nedenlerin etkisiyle halk arasındaki etkisini kaybetse de Tangonun hikayesi burada sonlanmamıştır. 1983 yılında Arjantin’de askeri junta ortadan kalkanan kadar dans salonları kapalı kalsa da Tango tüm ihtişamıyla geri dönmüş ve popülaritesini tekrar kazanmıştır.
Tangonun tarihçesi içinde Türkiye’nin ve Cumhuriyetin ilanı ile çeşitlenen müzik kültürünün de yeri vardır. Tango, sevilen bir dans olarak yerini almış ve Necip Celal, Fehmi Ege ve Necdet Koyutürk gibi önemli besteciler tarafından bestelenerek giderek yaygın hale gelmiştir. Türkiye’de de giderek artan Tango dansı ve müziğine olan ilginin yanında tüm dünyada Tango tüm hızıyla estetik bir şekilde sergilenmeye devam etmiştir.